Bülent Arınç ile yaşadığı polemik nedeniyle son günlerde gündemde olan AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, katıldığı bir TV programında önemli açıklamalarda bulundu.  Turan, “Çanakkale’de çok büyük keyifle çalışıyorum. Çanakkale artık böyle ufak konularla değil, Troya, Mehmet Akif’in evi, Gıda OSB gibi çok kıymetli konularla Türkiye’nin gündemine geliyor. İddia ediyorum, bir araştırma firması gitsin ‘vekilliğe yakışıyor mu, yapıyor mu yapmıyor mu’ sorsun. Ben grup başkanvekiliyim, Ankara’dan çıkmayabilirdim. Ama üç ay Çanakkale’de olmayı tercih ettim” ifadelerini kullandı.
 
 
 
Ak Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, önceki gün Habertürk'de yayınlanan Kübra Par’la Açık ve Net Özel programına konuk oldu. Turan, katıldığı programda  Cumhurbaşkanlığı Yüksek istişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç ile yaşadığı polemikle ilgili açıklamalarda bulundu. Turan, “Ben dediklerimi, ‘Ahmet Türk’ün terörle iltisakı yoktur diyen kim varsa hadi oradan’dedim ve bir daha diyorum. Ahmet Türk veya başkası, terörle yakından uzaktan ilişkisi olan kim varsa, bunu masum gösteren, meşru gösteren anlayışa kızarım” dedi.
 
BU HARARETLİ DİL, BENİM DİLİM DEĞİL
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan,  haddini, hukukunu iyi bilen bir insan olduğunu söyleyerek, “Ben dediklerimi, ‘Ahmet Türk’ün terörle iltisakı yoktur diyen kim varsa hadi oradan’ dedim ve bir daha diyorum. Ahmet Türk veya başkası, terörle yakından uzaktan ilişkisi olan kim varsa, bunu masum gösteren, meşru gösteren anlayışa kızarım. Bülent Arınç, bizim yaş olarak büyüğümüzdür, tarihimizde ciddi hatıraları vardır hepsi kabul bunların. Fakat bu hararetli dil, benim dilim değil. Ben grup başkanvekiliyim, sayın genel başkanımızdan sonra partinin en çok radikal şekilde politikasını savunacak birkaç kişiden bir tanesiyim. Görevimiz bu bizim. Tabi ki dilimiz bazen muhalefetin sert eleştirilerine biz de aynı sertlikte davranabiliyoruz. Meclis’teki veya sonraki programlarda, toplantılarda o iddiaların ağırlığından, bazen hakarete varan ifadelerden etkilenerek cevapla verebiliyoruz. ‘Hadi oradan’ ifadesini tartışabiliriz.Bülent bey bana deseydi ki; ‘sana yakışmadı bu’, ben onun gönlünü alırdım. ‘Hadi oradan’ ifadesinden kastım, Ahmet Türk ile ilgili bölümde yapılan eleştiridir. Hükümetin, devletin durduğu bir yer var, kayyım atanmış. Siz bu kayyımların atanmasından sonraki süreçte ısrarla Ahmet Türk’ün iyiliğinden bahsediyorsunuz. Mesele Bülent Arınç meselesi değil. Mesele terörle ilgili durduğumuz bir yer var ve ben bu partinin grup başkanvekiliyim. Bunu ben savunmazsam kim savunacak Allah aşkına. Bülent beyin benim de çok garipsediğim, şaşırdığım, yakıştıramadığım bir ifadesi oldu, benim hadi oradan lafından sonra. Bana şunu deseydi Bülent bey; ‘Bülentçim sana bu yakışmadı’ deseydi ben gönlünü alırdı. Çünkü bırakın Bülent Arınç’ı, bu partiye zerre kadar katkı sağlamış kim varsa onun gönlünü almak, toparlamak bizim görevimiz. Ama ben akşam yattığımda, sabah kalkmışım ve bir gündemle karılaşmışım. O da şu; hükümetin politikası var, benim partimin duruşu var. O partinin duruşunun çok dışında bir söylemle bir başka partilimiz, görevlimiz bir ithamda bulunuyor. Bende buna isyan ediyorum. Kastım niyetim, derdim ortadadır. Bülent beyi kırmak değil aksine benim temsil ettiğim makamın, temsil ettiğim partimin durduğu yerle ilgili bunu söylüyorum. Eğer ‘Ahmet Türk iyi’ diyeceksek, sekiz korumayla geziyor Orhan Miroğlu Mardin’de ona biz ne diyeceğiz? Bizim il başkanımıza, vekilimize ne diyeceğiz Mardin’de?  Eğer bu kadar iyiyse bu Ahmet Türk, daha birkaç gün önce sivil kürt vatandaş öldürüldü. Ahmet Türk’ten tek bir ses çıktı mı? Dönün geriye Yasin Börü de Eren Bülbül’de, öğretmenlerimizde Aybüke’de Ahmet Türk’ten bir tek kınama çıktı mı, PKK’ya karşı bir söylem çıktı mı? Nasıl olur da böyle terörle ilgili çok net olduğumuz bir süreçte bakanlığımızı, hükümetimizi, devlet başkanımızı belki üzen, rahatsız eden bir tavırda olabiliriz. Benim isyanım buna. Sayın Arınç’ın yaşına emeğine asla bir şey söylemiyorum. Farklı düşüncelerimiz var, partimizi kıymetli kılan bu zaten. Tabi ki Arınç da fikrini söyleyecek, ben de söyleyeceğim. Ama belden aşağıya bir tarzla ‘senin boyun küçük, sivrisine…’ bunlar yakışmadı” ifadelerini kullandı.

 MEZARIM ÇANAKKALE’DE OLACAK BENİM

Bülent Turan, parti ahlakını bilen birisi olduğunu söyleyerek, “Sondan başlayayım, eyvallah hepimiz haddimizi bilelim. Fakat, ben parti ahlakını bilen bir insanım. 12 yaşında, 1987 seçimlerinde Tayyip beyin yanında şiir okudum ben. Yaşım belki genç ama 30 yıldan beri bu davanın orasında burasında varım bir şekilde. Partime zarar verecek söylem, ekranda polemik, kendi partisiyle kavga etmek benim işim değil, benim görevim değil. Ben bunu yapmam, bunu doğru bulmam. Fakat o kadar yoğun bir tepki oldu ki Bülent beyin bana söylediği ifadelerden sonra, ben yine gençliğin belki etkisiyle tabiri caizse kızarak, gaza gelerek o minvalde cevap verseydim, kendimden utanırdım aynaya bakamazdım. Cevap vermedim, o kadar ağır laflar söylendi… ‘Sana yazık olur’ lafını ona sormak lazım. Yazık olurdan kastınız vekilliğim biterse şereftir. Ben sekiz sene bu görevi yaptım, İstanbul vekilliğim yaptım. Çanakkale’de deli gibi vekillik yapıyorum, köy köy geziyorum. Yazın üç ay boyunca tatile gitmeden tüm ilçelerini, köylerini, muhtarlarını gezdim. Mesela bu konuşma Bayramiç muhtarlarıyla yapılan toplantıdadır. Yani yazın ben çalışmaktan keyif aldım Çanakkale’de, o yüzden memleketim. Her ne kadar Bülent bey Çanakkale sana tepkili falan dese de! Bakınız ben İstanbul vekiliyim,  teşkilat başkanlığı yapıyorum o zamanlarda. İstanbul’u iyi biliyorum ama annem, babam, ailem, yedi ceddim benim Çanakkale’de, hatıralarım orada.  Orada okudum, büyüdüm ben. Çanakkale gitme görevini verince bana parti, liderim keyifle, şerefle gittim. İlk gittiğimde ofisimi açtım, evimi aldım ve Çanakkale’ye yerleştim. Mezarım Çanakkale’de olacak benim” şeklinde konuştu.

ÇANAKKALE’DE ÇOK BÜYÜK KEYİFLE ÇALIŞIYORUM

AK Parti Çanakkale Milletvekili ve Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çanakkale’ye keyifle hizmet ettiğini söyleyerek, “İstirham ediyorum; hangi araştırma şirketi olursa olsun, hangi muhtar, dernek, STK, belediye, CHP’li belediyeler dahil arasınlar, ‘Bülent bey Çanakkale’ye katkı sağladı mı, sağlamadı mı? Seviliyor mu sevilmiyor mu?’ sorsunlar. Ben Çanakkale’ye gelme konusu kulis bilgisiyken daha o zamanlarda, o zamanki FETÖ’cü şuan hapiste Sedat Laçiner ‘ne işi var burada’ dedi bana. Ben Milli Gençlik Vakfı’nda yetiştim. O yıllarda FETÖ’nün ne olduğunu bilen insanlardan bir tanesiyim. Hep mesafeli, hep kavgalı olduk. Dolayısıyla ben Çanakkale’ye geleceğim zaman oradaki o ayağı ayağa kalktı zaten. Kızdılar bana, ‘ne işi var burada, yabancı bu adam, dışarıdan gelen bir adam’ dediler. Siyasette olur; vekil olmak isteyip de olamayan, ‘Bülent gitmeden biz burada hayat bulamayız’ diyen bir gurup arkadaşımız var orada. Toplam 5-6 kişi, 7 kişi değil. Bu arkadaşlarımız partiyi büyütmek yerine, sadece kendi makamlarıyla ilgili iletişim kurmaya çalışıyorlar. Maalesef bu arkadaşlarımız da Bülent beye yakınlar gördüğüm kadarıyla, aynı dili kullandı Bülent bey. Ben iddia ediyorum, genel seçimlerde Çanakkale’de birinci olmazsak ben bırakacağım dedim ilk konuşmamda Çanakkale’de.  7 Haziran’da vekil oldum. Tek vekiliz o zaman düştük, Türkiye’deki illerimiz gibi. Çalıştık 1 Kasım’da 2 vekile çıktık. Ama son seçimlerde birinci olmazsam bırakacağım dedim ben. Herkes kızdı bana arkadaşlarım, öyle şey olur mu diye. Hamdolsun tekrar birinci olduk.  Şunu demeye çalışıyorum; ben Çanakkale’de çok büyük keyifle çalışıyorum. Mezarı orada olacak diye düşünüyorum. Çanakkale artık böyle ufak konularla değil, Troya, Mehmet Akif’in evi, Gıda OSB gibi çok kıymetli konularla Türkiye’nin gündemine geliyor. İddia ediyorum, bir araştırma firması gitsin ‘vekilliğe yakışıyor mu, yapıyor mu yapmıyor mu’ sorsun. Ben grup başkanvekiliyim, Ankara’dan çıkmayabilirdim. Ama üç ay Çanakkale’de olmayı tercih ettim” ifadelerini kullandı.
 
ÇANAKKALE BİZİ SEVMESE 10 BİN KİŞİYLE DÜĞÜN MÜ YAPARIZ
Hiçbir meselesi olmadığını söyleyen Bülent Turan, “Aksine Bülent beye hürmet ederim yaşı büyük olduğu için, hatırası büyük olduğu için. Son dönem zaman zaman çıkışları oluyor, bunu tasvip etmiyorum, doğru bulmuyorum; Ahmet Türk başta olmak üzere. Ama asla saygısızlık yapmam, niyetim derdim bu değil. Biz partimizin bir üyesi kırılmasın diye dikkat eden insanlarız, alttan alan insanlarız. O sözlere ben üzüldüm, kendi adıma değil. İnsanın annesi babası, hata yapar mahcup olur o anda üzülürsünüz ya öyle bir şey. Keşke olmasaydı. Trakya’da vardır bu; ‘hadi oradan, yapma beya’ derler. Eğer bu dil bu kadar sert algılandıysa ‘yapma’ derdi, ben dikkat ederdim. Ama Ahmet Türk ile ilgili aynı yerdeyim. Bu adamlar PKK’ya, bu adamlar HDP’ye, KCK’ya tabii insanlar. Çanakkale’de muazzam işler yaptık, keyifli işler yaptık. Hatam vardır insanım ama Çanakkale’yi seviyorum, Çanakkale’nin de beni sevdiğini biliyorum. O yüzden Bülent beyin kaynaklarını değiştirmesinde fayda var. Ben Cumhurbaşkanımızın talimatıyla CHP’li belediyeler dahil hepsine hizmet eden, destek olan bir insanım. Çanakkale’de AK Parti hatıraları çok kıymetli hale geldi. Ama bir daha söylüyorum; kendi hesabı bozulan, gündüz Ak Partili gece CHP’li olan arkadaşlarımız var. Bunların Bülent beye veya başka arkadaşlarımıza, büyüklerimize bizi kötülemesi ‘buradan gitsin’ demesi çok anlaşılır bir şey. Zaten herkes bizi severse o zaman sorun vardır. Bırakın da sevmesin bazıları. Hesap bozalım yanlış yapana dur diyelim, haksız talebi olana hayır diyelim ki bizi sevmesinler. Ama benim için halk, millet kıymetlidir. Bir süre önce çocuklarımın sünnet düğününü yaptım, 3 evladım var. 10 bin kişiye yakın insan katıldı. Sokak düğünü yaptım, ben otelde yapamaz mıydım? Ama ben Çanakkale’de etrafımda kim varsa davet ettim. Muazzam bir katılımla hep beraber güle oynaya evimin sokağında yaptım düğünü. Çanakkale bizi sevmese 10 bin kişiyle düğün mü yaparız. Ben bu konunda rahatım hamdolsun” şeklinde konuştu.
 
ZATEN BUGÜNDEN SONRA NE OLURSA OLSUN BİR DAHA KONUŞMUYORUM BU KONUYU
AK Partili Vekil Turan,  genel bir prensip ortaya koyduğunu söyleyerek,  “Diyorum ki; biz Türkiye’nin tüm insanını 82 milyonu anlamak, onları idare etmek, onların bizin yanlış anlamasına imkan verecek konuları bertaraf etmekle görevliyiz. Yönetici bizleriz. Yani biz yüzde 50 alıyoruz ama 50’nin değil, yüzde 100’ün yöneticisiyiz. Dolayısıyla bize oy veren vermeyen kim varsa anlamak bizim görevimiz. Zaman zaman Ak APrti’de bu konuda eksik yapar, hata yapar, fazla yapar. 17 yıl dile kolay. Ama Ak Parti bu süreci çok iyi götürdü. Yani 17 yıldan sonra hala Ak Parti şuan birinci parti, hala iktidarda biz varız. Ak Parti bugün Allah korusun dağılmaya başlasa bunun on senesi vardır. Eğer biz insanları anlamasak, yönetmesek, onların yerine empati yapmasak, bunu yapamazdık zaten. İnsan güven ister, yürürken arkasındakinden emin olmak ister. Hükümetin bir politikası var; Doğu’daki 3 belediye ile ilgili bir tasarrufta bulunmuş. Buna kızabilirsiniz, buna hayır diyebilirsiniz, bunu doğru bulmayabilirsiniz. Kayyım meselesine ‘mahkeme kararı gerekir’ dersiniz, ‘başka belediyelerde olsun veya olmasın’ dersiniz. Hepsi bunların hak. Ama Bülent Beyin oğlu milletvekili, kendisi Cumhurbaşkanlığında önemli bir kurumda yetkili. Gelin kurul da bunu tartışalım konuşalım. Ama siz partinin bu kadar net politikasına mugayir bir ifade kullanırsanız, biri buna cevap verir. Şimdi biz çok kültürlü bir partiyiz, özgürlükçü esası olan bir partiyiz, demokratik kuralları işletmek isteyen bir patiyiz. Dışarıdaki bir insan olsa köşe yazısı, konferans verir hepsi kabul bunların. Ama bunu yapmayıp da bir eleştiride bulunursanız, biri buna cevap verir. Birinin üslubu öyledir, birinin böyledir. Ama siz bir grup başkanvekiline, bir parti yöneticisine bu kadar ağır ithamlarda bulunursanız, siz mahcup olursunuz. Ben üzüldüm Bülent bey adına. Bu geldi geçti, öyle bakıyorum meseleye. Zaten bugünden sonra ne olursa olsun bir daha konuşmuyorum bu konuyu” ifadelerini kullandı.

Nazif Cemhan Şen