AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Gelibolu ilçesinde muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda Kirazlı maden sahasındaki faaliyetler hakkında ortaya atılan iddialara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Turan son dönemde Çanakkale’nin markasına, siyasi atmosferine zarar verilmeye başlandığını ifade ederek, “Bir maden meselesi çıktı, eksiği ve fazlası tartışılır konuşulur. Fakat koca koca siyasetçiler, yöneticiler Almanya’da Türkiye’yi, Çanakkale’yi şikayet ediyorlar. Ege sahillerinde dükkanın önüne Çanakkale’de siyanür var diye yazmış adam dükkanının önüne ki yalan, buna da bizim merkez belediyemiz ‘bravo tebrik ediyorum’ diyor. Yahu siyanürlü toprağa turist gelir mi? Sorunun kargaşanın, mitingin, kavganın, gerginliğin olduğu yere turist gelir mi? Son dönemde yapılanlar en çok Çanakkale’nin turizmine, tarımına zarar vermeye başlayacak. Bundan 3 ay önce tüm Türkiye Çanakkale’de Troya diyordu. Bugün başka şeyler söylüyor. Şunu da söyleyeyim; bir tek ağacın yanlış kesilmesine asla gönlümüz, ahlakımız ve imanımız razı olmaz. Ama bir tiyatroyla karşı karşıyayız, bir haksızlıkla karşı karşıyayız. Zamanın Bakanı, Çanakkaleli Cumhur Ersümer yıl 2001’in25 Nisan’ı. İlk altın arama iznini o vermiş.  Devam eden bir süreç var. O günden bu güne altın varsa bulun demişler. Bulmuşlar şimdi ağaçlar kesilmiş, yollar açılmış tabiri caizse bir beton alan gibi bir yer ortaya çıkmış şimdi gelip miting yapıyorlar. Burada kötü niyet var başka bir şey var burada. Ağacın kesilmesine karşı olan adam o ağaç kesilirken oraya gelir. Ağacın kesilmesini istemeyen adam o gün orada miting yapar. Hakkını vermem lazım zaman zaman toplantı, gösteri bir şeyler yapmışlar, ama esas mitingi bugün yapıyorlar. Sarın filmi geriye; bundan 10-15 sene önce Bergama’da altın araması vardı. Euro Gold diye yabancı bir firma… Her gün eylem var, her gün miting var. FETÖ’nün firması meşhur, oraya el koyup aldığı gün eylemler bitti. Bakın, Bergama’da her gün altın aleyhtarı eylem yapıldı, firma el değiştirdiği gün Bergama’yı unuttuk biz. Aynı şeyi söylüyorum; çevre hassasiyeti olan arkadaşlar ağaç kesilirken orada olması lazımdı. Ağaç kesilmiş, her şey bitmiş adam altın çıkartacağı gün gelip de ‘sen buraya gelemezsin’ demek bir başka hesabın adımıdır. Ben bunu söyledim ‘Hablemitoğlu’nu unuttun mu’ dediler. Yazdılar mesajla bunu. Alman vakıflarının Bergama’daki yaptığı Kanada aleyhtarı toplantılar, gösteriler olduğu zaman Hablemitoğlu’nu öldürmüşlerdi biliyorsunuz. Hiç kimsenin avukatı değiliz. Babamın oğlu yanlış yapsa, ağaç kesse kavga ederim. Orman müdürlüğü hesabını yapmış, kötü ormanı işaretlemiş, daha kıymetli ağaç olsun diye zaten bunu yapacağız demiş, 13 bin ağacı kesmişler, 14 bin ağaç hemen dikilmiş. 6 yıl bitiminde tekrar o bölge ağaçlandırılacak demiş. Ben şehrin vekili olarak diyorum ki valimizle, il başkanımızla gideceğiz orada çevreye karşı meselenin bittiğinde bir yanlışlık varsa gerekeni yapacağız. Orası orman olacak, ağaç olacak, tertemiz olacak. Ama siz madene karşıysanız buradan açık davette bulunuyorum. CHP’nin kıymetli vekilleri, gelsinler meclise ‘madencilik faaliyetlerini durdurun’ diye önerge versinler. Ama veremezler çünkü, madenlerin çoğunu bunlar çıkartıyor. Çanakkale’de ki iş adamlarının çoğu madenin alt yapısını yapıyor, taşıma işini yapıyor, yan kollarında faaliyet gösteriyor. Bu bir ekmek imkanı, buna kızmıyorum. Uluslararası standartlarda çıkartılan maden yer altında yer üstünde bu millete hizmetinde olması lazım. Altın varsa çıksın. Hesapsız, plansız ne iş varsa takipçisi olacağız. Ama sen ağaç kesilmiş, şirket faaliyete başlamış, Gelip orada adım atıyorsan bir başka anlayışa hizmet ettiğin anlamına gelir.

Turan şöyle devam etti; “Dün hemşerimiz Bakan Sayın Ersümer izin vermiş, belediye itfaiyesi izin vermiş, o olmuş bu olmuş kimse ağzını açmamış, vali beyin zaten rutin yürüyen bir süreçte verdiği imzayı ‘efendim bunlar verdi’ demeniz yanlış bir işlem. Sen ruhsatı niye veriyorsun altın varsa çıksın diye veriyorsun. Sen bu izni vermişsin utanmadan sıkılmadan ‘ben bu işe karşıyım’ diyorsun. İmzayı atanda karşıyım diyor tam komedi. Adam avukatlığını yapıyor, karşıyım diyor tam komedi. Adam inşaatını yapıyor karşıyım diyor tam komedi. Bir film çevriliyor. Yeşille ilgili kimse bizi kimseyle kıyaslayamaz. 2018’de Çanakkale’ye 3 milyon fidan dikildi. Köprünün yeri değişti ağaç kesilmesin diye. Daha birçok konuda adım attık. Nasıl bana çevre katliamcısı dersin. İmzayı atan adam diyor. Ne sahtekar adamlar. Öğrendim ki Kanada Büyükelçisini aramışlar. Ben geçen gün Ülgür beyi ziyaret ettim. Sordum; hiç bu konuda ağaç kesimi, altın araması, madencilik ile ilgili bir kez vali bey ile görüştünüz mü dedim ‘görüşmedim’ dedi. Orman müdürümüz ve çevre, tarım müdürümüzle görüştün mü ‘görüşmedim’ dedi. Yahu vicdansız, Kanada ile görüşüyorsunuz da niye kendi şehrindeki masasına oturduğun insanlarla ‘ne oluyor burada, yanlış var mı’ diye hiç konuşmuyorsun. Burada bir hesap var. Bergama’da nasıl bir günde eylemler bittiyse aynısı burada oldu. Düne kadar madencinin yanındasın bugün karşısındasın, bu yanlış. Bu şehirdeki madencilerimizi üzemeye kimsenin hakkı yok. Bu adamlar emek yiyorlar buralardan. Müdürlerimiz takip edecek, ÇED raporuna aykırı işlem yaptırmayacak. Yanlış varsa mahkemeye gideceğiz, kavga edeceğiz ama madenin kolunu bizim yok etmeye hakkımız yok. Şuan Çanakkale’de bin 800 yerde kesim var. Yol yapılırken, baraj yapılırken, direk dikilirken bunlar halkımızın talepleri doğrultusunda, mahkemenin izlemesi ile beraber orman bölge müdürlüğünün izniyle kesilir. Yerine yenisi dikilmek kaydıyla. Mermerci var, mıcırcı var bir sürü var hiç konuşuyorlar mı? Bir çoğu kendi arkadaşları. Bunların kestiği ağaç ağaç değil mi? Biraz daha zorlarsa konuşacağım bunları hepsinin belgesi var. Bana gelip de ‘neden bu ruhsatı geç veriyorsunuz kardeşim, arayın bakanı arayın valiyi hızlandırın’ diyen CHP’li yöneticileri söyleyeceğim eğer uzatırlarsa bu işi. Sen hem ‘madene karşıyım’ diyeceksin hem de bana gelip ‘neden bu işi vermiyorsun’ diye sitem edeceksin. Burada bir oyun var. Çanakkale halkı bu oyunu görecek. Kaldık ki eylemde 3 bin kişi varsa bunun 2 bini dışarıdan misafirimizdi. Çanakkale halkı bunu gördü bence. CHP’li arkadaşlarımız yöneticilerimiz var ‘yanlış yapıyorlar, doğru değil’ diyorlar. O yüzden biz asla tabiri caizse gaza gelmeyeceğiz. Biz köy köy, mahalle mahalle gezip, muhtarların derdi ne köye ne yaparız diye tartışıyoruz. Arkadaşlarımız karşımızda eylem yapıyorlar. Siyasetçinin görevi eylem yapmak değil ki, valiyle muhtarla toplantı yapmak, dert çözmek. Orada ormanda yatıp kalkacağına gel burada beraber ne üretiriz diye bak. Orada büyük bir hesap var. Ama bunu inşallah hep beraber bozacağız.”