Arı sütünün üretiminin zor bir iş olduğunu ve kalabalık bir ekiple çalışılması gerektiğini vurgulayan Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Cahit İleri, “Arı sütü arıcılığın zor zahmetli bir üretim koludur. Arıcılar genellikle arı sütü üretimine çok fazla girmiyorlar. Genellikle bal, polen ve propolis üretimine giriyorlar. Arı sütü yakın takip gerektiren bir konudur. Her gün arı sütü üretimine başladığı zaman arıların başında durmanız gerekir” dedi.
Üretimi zahmetli olduğu için istenilen seviyede olmadığını ama arıcıların arı sütü üretime olan ilgilerinin giderek artığını ifade eden Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Cahit İleri, “Arı sütü arıcılığın zor zahmetli bir üretim koludur. Arıcılar genellikle arı sütü üretimine çok fazla girmiyorlar. Genellikle bal, polen ve propolis üretimine giriyorlar. Arı sütü yakın takip gerektiren bir konudur. Her gün arı sütü üretimine başladığı zaman arıların başında durmanız gerekir. Bir taraftan mevcut arı sütünü alıyorsunuz bir taraftan da larva aşılıyorsunuz. Zahmetli bir iş dolayısıyla da bir kişiyi aşan bir konudur. Genellikle kadınların da olduğu bir ekip ile yapılması gerekiyor. Bunu da Çanakkale’de Yenice’de yaşayan bir arkadaşımız yapabiliyor. Yaklaşık 30 kilo civarından üretimi var. Başka diğer arkadaşlarımız bu yıl gelecek olanlar var. Arı sütü üretimine talep çok fazladır. Her geçen gün arı sütü tüketimi artıyor. İnsanlar arı sütü sayesinde sağlık buluyorlar. Arı sütü sayesinde birçok hastalıktan kurtuluyorlar. Arı sütü çocukların hızlı gelişimini sağlıyor. Hastalara sağlık getiriyor. Günlük yaşamda arı sütünü kullanan insanlar zinde oluyorlar. Bu olumlu etikleri ile arı sütüne talep her geçen gün artıyor. Üretim zahmetli olduğu için istenilen seviyede değil. Talep fazla olunca yerli üretim düşük olunca dışarıdan ithal ediliyor. Ama temennimiz yerli arı sütlerinin üretim miktarlarını arttırmak. Bizde arıcımıza söylüyoruz. Bununla ilgili kurslarda zaman zaman veriyoruz. Gönüllü üreticileri de özellikle arı sütü üretenler ile buluşturmayı ve onlarında arı sütü üretimini salık veriyoruz. Ama istediğimiz seviyede değil. Arı sütü aslında iyi para kazandıran bir konudur. Çünkü pazara hazır özelikle kilosu 3 bin TL den başlıyor. Yeniceli arkadaşımız yaklaşık 30 kilo yaptığını 60 bin TL elde etiğini ifade etti. 60 bin TL önemli bir kazanç hatta diğer arı ürünleri de bunun yanında ekstra gelir oluyor. Ama her gün arıların yanına gitmek insanlara biraz zahmetli geliyor. Dolayısıyla üretim istediğimiz gibi değil. Ama üretimi her geçen gün artması için bizde Arıcılar Birliği olarak elimizden gelen çabayı yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

ARI SÜTÜ DÜNYADA BİLİNEN EN GÜÇLÜ GIDA MADDESİDİR
Konuşmasına devam eden Başkan İleri, “İşin temeline indiğimiz zaman arı kovanlarından ana kraliçeyi alıyorsunuz, kraliçesiz bırakıyorsunuz. Arı kraliçeyi göremediği için Kraliçeyi yapma isteği doğuyor. Dolayısıyla arı sütünü sadece kraliçeyi oluşturmak için, dünyaya getirmek için özellikle 7-14 günlük işçi arıların yutak üstü bezlerinden özel bir besindir. Arı sütü sadece kraliçelere veriliyor. Erkek arıları ve işçi arıları çok az miktarda veriliyor. Kraliçe yaşamını arı sütü ile dünyaya gelirken de arı sütü ile geliyor, dünyaya geldikten sonra da arı sütü besleniyor. İşçi arıyla, kraliçe arı aynı yumurtadan dünyaya gelmelerine rağmen işçi arı normal şartlarda yaşadığı zaman 21 günlük yumurtadan çıkma dönemi, 22 gün kovan içi hizmetler, çıraklık kalfalık dönemi 23 günde tarlacı dönemi toplam canlı olarak 45 günde ömrü bitiyor. Ama kraliçe arı sadece arı sütü ile beslendiği için yumurta olarak ta aynı yumurtadan geldiği için 13 günde dünyaya geliyor. Yaklaşık 7 yıla kadar yaşaya biliyor. Faydalı mı değiş mi biz buradan biliyoruz. Biz arıcılar olarak kovanda gördüğümüz fark budur. Arı sütünü kraliçe arı yemekte kalmıyor. Arı sütü ile beraber kraliçe kovanda arıları kovanda dünyaya getiren tek ana arıdır. Şuan çiçeğin yoğun olduğu dönemde ortalama günde 2 bin – 2 bin 500 yumurta atıyor. Uzmanlar yaptıkları araştırmalarda bir günde atılan yumurtaları terazinin bir kenarına kraliçe arıyı da terazinin bir kenarına koyuyorlar. Bir günde yumurtladığı yumurtalar anne arıdan daha ağır geliyor. Arı sütü dünyada bilinen en güçlü gıda maddesidir. Dolayısıyla bunun hepimizin yaşamına girmesi lazımdır” dedi.

Damla   Şener