Panik atak, son yıllarda en sık rastlanılan hastalıkların başında geliyor. Ülkemizde her yüz kişiden dördünde görülen ve bu hastalık, toplumda giderek yaygınlaşıyor. Özelikle de iş hayatındaki stresli çalışma ortamı ve özel hayatta karşılaşılan sıkıntılar panik atak hastalığını iki kat artırıyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğretim üyeleri, çevresel faktörler, stresli çalışma ortamları, yaşanan tramvatik nedenler hastalığın şiddetlenmesine ya da ortaya çıkmasına neden olabileceğini söyledi. 

İsmini vermek istemeyen uzman, "Aslında halk arasında panik atak olarak bilinse de hastalığın doğru adı panik bozukluğu. Panik atakları hastalığın belirtilerinden bir tanesi. Tekrarlayan panik ataklarına eşlik eden, ataklar bir daha olur mu kaygısı biz ona beklenti kaygısı diyoruz ve bazen buna eşlik eden kaçınmalar hastalığın bütününü oluşturuyor. Hastalık belirtisi daha çok kalple ilgili, kalp çarpıntısı, terleme, ölüm korkusu, kaygıları, solunum sistemiyle ilgili nefes darlığı, nefes alamama gibi. Mide bağırsak sisteminin etkileri bazen düşünsel belirtilerin eşlik ettiği bir tablo aslında. Aslında panik bozukluğunun tek bir nedeni yok açıklanmış; ama bizim biyo psiko sosyal model dediğimiz, biyolojik, psikolojik ve sosyal çevresel etkenlerin bütünüyle ortaya çıkan bir hastalık panik bozukluğu." şeklinde hastalığın tarifini ve belirtilerini yaptı. 
Panik atakta en önemli tedavi yöntemlerini ise ilaç ve psikoterapi olarak açıklayan uzmanlar,  düzenli ve doğru tedaviyle hastalıktan en geç iki yılda tamamen kurtulmanın mümkün olduğunu açıklayarak tedavi ile ilgili şu bilgileri verdi; "Çevresel faktörler, stresli çalışma ortamları, yaşanan tramvatik nedenler hastalığın şiddetlenmesine ya da ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Tedavisinde genellikle ilaçlar ve veya psikoterapiyi kullanırız. Bazen ilaç kullanmaya gereksinim olmadan, yeterli zaman ayırarak, yapılandırarak, psikoterapi uygulamalarıyla hastalık tamamen düzeltilebiliyor. Zaman zaman da ilaçla birlikte kullanıldığında psikoterapi. Ama psikoterapi burada olmazsa olmazımız. Panik bozukluk neredeyse tama yakın düzelen bir rahatsızlık." 

İbrahim Akın Kazancı