Parion Antik Kenti, Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Kemer Köyü'nde gün yüzüne çıkmaya devam eden bir antik kenttir. Biga'nın Kemer Köyü sınırları içinde kalan Parion Antik Kenti, Propontis bölgesinin güneyinde bulunmaktaydı. Burası jeopolitik konumu dolayısıyla tarihte hep oldukça önemli bir yere sahipti. Bu sebeple tarihin her döneminde Parion'a birçok egemen güç söz sahibi olmak istemiştir. Parion Güney Marmara’nın yeni kültür turizmi noktası olarak değer kazanıyor.
Parion, Çanakkale İli, Biga İlçesi, Kemer Köyü sınırlarında bulunmaktadır. Marmara Denizi kıyı kenti olan Parion, 2005 yılından beri yürütülen çalışmalarda özellikle nekropolis alanında elde edilen veriler göz önünde bulundurulduğunda bir Troas kenti olduğu kabul edilmektedir. Antik Parion, batısında Lampsakos, doğusunda Priapos ve güneyinde Skepsis gibi önemli kentlerle komşudur.   
Eusebius, Parion'un M.Ö. 709 yılında kurulduğunu söylemiştir. Parion isminin kökeni ile ilgili üç görüş bulunmaktadır. Bunlardan ilki Parion kökeninin Paros'tan geldiği, diğeri Erythrailı göçmen Iason ve Demetria'nın oğlu Parius'dan türediği, sonuncusu da ismin Troia prensi Paris'ten kaynaklandığı ve Paris’in şehri anlamına geldiğidir.
Parion M.Ö. 478-477'de Delos Birliği'ne üye olmuştur. M.Ö. 431-404 yıllarında Atinalılar ile Spartalılar arasında patlak veren Peloponnessos Savaşları'nda Parion, Atinalılar'ın tarafında yer almıştır. Kent M.Ö. 387'de Kral Barışı sonrası tekrar Pers egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender'in M.Ö. 334'te Persler'i Granikos Savaşı'nda yenmesiyle Anadolu'da yeni bir dönem başlamıştır. M.Ö. 188'de yapılan Apameia Barışı sonrası Romalılar’ ın Pergamon Krallığına bıraktığı Troas,M.Ö.133’te Kralı III. Antiokhos’un ölmüyle tekrar Romalılara bırakılmıştır.
 Kentin öneminin farkında olan Roma, Parion’u ilki Julius Caesar ya da Augustus Dönemi’nde, ikincisi de Hadrianus Dönemi’nde olmak üzere iki kere koloni kenti olarak ilan edilmiştir.
 Kentin Hadrianus Dönemi’nde ikinci kez elde ettiği statüden sonra mimari faaliyetlerinde hızlanma olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle kentin en göze çarpan yapılarından biri olan ve M.S. 2. Yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen tiyatronun mimari bezemeleri ve kabartmaları da bunu doğrular niteliktedir. M.S. 2. Yy’dan itibaren Hıristiyan toplulukların bulunduğu bir kent olan Parion, Bizans Dönemi’nde de önemini yitirmediğini ve önemli bir piskoposluk merkezi olduğunu Eustathis, (M.S. 312 – 330) Hesychius (M.S. 431) ve Thalassius (M.S. 451) adlı rahiplerin Parion’da görev yapmasından anlaşılmaktadır.
 İlk defa Herodot ve Ksenophon daha sonra da Strabon’un bahsettiği Parion’da İ.Akşit, 1970’lerde Çanakkale Müzesi adına yüzey araştırması yapmıştır. Bu çalışmaların ardından 1997 yılında Prof. Dr. Cevat BAŞARAN başkanlığında yüzey araştırmaları yapılmış ve 2005 yılından itibaren ilk bilimsel kazılara kentin Güney nekropolünde başlanmıştır. Daha sonraki yıllarda çalışmalar, Roma Tiyatrosu, Roma Hamamı, Yamaç Kapısı, Odeion, Hellenistik Kule ve Sondaj Yapısında da sürdürülmüştür.
2008 yılından itibaren İÇDAŞ’ın sponsorluğunda Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cevat Başaran’ın başkanlığında gerçekleştirilen çalışmalarda, antik kentin altı ayrı bölgesinde yapılan kazıların yanında kentin değişik yerlerine açılan sondajlar sayesinde birçok yapı kalıntısı ortaya çıkartılmıştır
 
 
PARİON ARTEMİSİ
 
 Parion’da kazı yapılan bölgelerden biri olan ve kentin önemli yapıları arasında yer alan odeionda, 2012 yılındaki çalışmalar sırasında, parçalar halinde bir mermer heykel ortaya çıkarılmıştır. İlk bulgulara göre M.S. 2. Yüzyıla ait; bazı parçaları kayıp, giysili kadın heykelinin, sol elinde tuttuğu yay ve sol el orta parmağı altına sıkıştırılmış ok ile sol yanında duran kütüğün üzerine yerleştirilmiş sıçrar durumdaki köpek-tazı ve önündeki geyik-ceylan başı ve olasılıkla sırtındaki sadak dolayısıyla, Tanrıça Artemis’e ait olduğu tahmin edilmektedir.
Heykel, yaklaşık 1.70 m. Yüksekliğinde, kaliteli beyaz mermerden yapılmış olasılıkla yangında yok olmuş üst gövde parçaları da dikkate alındığında, bugüne kadar ele geçen Tanrıça Artemis heykelleri arasında çok yakın bir benzeri bulunamayan grupta, özgün bir kompozisyon olduğu ortaya çıkmaktadır. Heykele ait başka parçaların da bulunma ihtimali nedeniyle, korumaya alınan heykel yapılacak  restorasyon sonrası bütünüyle sergilenecektir.
 
PARİON KENTAUROS-TRİTON
 
Parion kenti yüzey araştırmalarında akropolün doğusundaki çöküntü sayesinde tiyatro olduğu anlaşılan yapı, ilk defa 2006 yılında kazılmaya başlanmıştır.
Tiyatroda ele geçen çok sayıda mimari eleman yanında, 2012 kazı sezonunda, Kentauros-Triton? Heykeli bulunmuştur. Tiyatro sahne binası içinde aktör odaları denilebilecek bölüme diğer bloklarla birlikte taşınmıştır. 130 cm. yüksekliğindeki heykelin baş kısmı kırık olarak ele geçmiş ve onarılmıştır. Kolları kırık olan heykelin alt bölümü de kayıptır. Benzeri görülmeyen bu heykelin, yapının alınlık bölümünde köşelere yerleştirildiği düşünülmektedir. Heykel M.S. 2. Yy'a tarihlenmektedir.
KARABİGA’YA UĞRAMADAN DÖNME
 
Burada uğranılması gereken bir diğer güzellik ise Karabiga. Müthiş doğal güzelliği ve tarihi kalıntıları olan bir belde Karabiga... İncecik Tarım alanlarının arasından geçen bir yoldan gidiliyor. Biga’ya 20 kilometre uzaklıkta... Küçük bir balıkçı beldesi! Güzel bir limanı var. Birçok insan balıkçılık yaparak yaşamını sürdürüyor halen. Belde çıkışında kadınlar hamamı plajı var. Biraz ilerisinde de Priapos Kalesi’nin kalıntıları... Bölgede etkili bir kazı ne yazık ki yapılmamış. Priapos’un MÖ 7. yüzyılda Milet koloni kenti olarak kurulduğu yazılıyor. Deniz kıyısında güzel balık lokantaları var. Hatta limanda sardAlyenizi alıyorsunuz, size bir de mangal veriyorlar ve bir köşeye çekilip balığınızı pişirip yiyorsunuz. Çok lezzetli geliyor insana.
 
Arzu Baladur