Özür yerine suçlama 


Başkanın kadın belediye meclis üyesine uyguladığı şiddet ile Türkiye gündemine oturan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da tepki göstermesi ile daha da büyüyen olayın yankıları devam ediyor.  Önceki gün olaydan sonra ilk defa gazetemize konuşan ve "Eğer Konuşturulsaydım..." manşeti ile Omercioğlu bir kez daha gündemi değiştirdi. Konuşmasına izin verilmesi durumunda CHP'nin iç işlerine değil Çanakkale Belediyesi'nin resmi araçlarını ve personelini CHP'nin delege seçimlerinde kullanmasını gündeme taşımak istediğini belirten Ömercioğlu, olaydan sonra en çok CHP'li kadınların kadına şiddeti alkışlamasına üzüldüğünü itiraf etmişti. 

KADIN BAŞKAN YARDIMCISI BAŞKANININ KADINA ŞİDDETİ SAVUNDU 

Röportajdan sonra dün Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, üzün bir açıklama yaptı. Açıklamanın başından sonuna kadar şiddete uğrayan Omercioğlu suçlandı. 
"Siz bize üzülmeyin, kendi halinize yanın Sayın Ömercioğlu" başlığı ile kamuoyununa açıklama yapan Ünüvar'ın suçlamaları şöyle: 

"Sayın Ömercioğlu Ekim Ayı Belediye Meclisinde,  bugüne kadar yaptığı şovlara bir yenisini ekledi. Kamuoyunun da bizzat canlı izleyerek takip ettiği üzere Sayın Ömercioğlu, her mecliste aslı astarı olmayan konuları gündeme getirir, meclisi gerer.  Bu tavrı artık bir gelenek haline dönüştürdüğü de herkesin malumudur. Cumhuriyet  Halk Partisi grubu olarak, muhalefete olan saygımızdan çoğu kez polemiği uzatmayız. Asıl gerçek her meclis tacize uğrayan bizleriz. Çanakkale Belediyesi'nden Sur' a belediye aracı gönderildi yalanından tutun da, afişlerde kullandığımız rengin HDP rengi olduğuna kadar olmadık iftiralar attı. Terör örgütüne yardım gibi ağır suçlamalardan bile geri durmadı. Türlü işkence, taciz ve tecavüze maruz kalmış zavallı Ezidi kadın ve çocuklara çanakkale halkının valilik onayı ile toplanmış olduğu, bizzat sivil toplum kuruluşları eli ile gönderilmiş yardımların belediyemiz tarafından PKK'ya gönderildiği insafsızlığını bile gösterebilmiş hanımefendidir. Her Meclis bizleri ve kamuoyunu kışkırtmak için pilav pilav diye gerçeğin çarpıtılarak ifade ettiğine hep beraber tanık olduk. Bunların her biri bizleri   ağır töhmet altında bırakan birer mobingdi. Neden mobing diyorum çünkü; hükümetin malum gücünü arkasına alarak hedef göstermek hem de illegal yapılarla ilişkilendirmekten bu dönemde daha ağır bir yıldırma olamaz. Yandaş medyalarında "PKK sevici" gibi gösterilmek şiddetlerin en büyüğü değil mi?  
Ailesinin, kimliğinin, ideolojisinin ne olduğu bilenen Sayın Ülgür Gökhan'ı "pilavcı başkan" ilan etmek ve toplumu yanlış algıya sürüklemek için çaba harcamadığınıza tüm değerleriniz üzerine yemin edebilir misiniz, Tülay Hanım? Çanakkale halkını yanıltacağınızı zannederek AKP'li tüm camianın elbirliğiyle change.org'larda imza kampanyaları düzenlemekte, İÇDAŞ panolarına imza kampanyalarının fotoğraflarını  asmakta dahliniz yok mu? Bu  iftirayı ülke kamuoyuna duyurarak 18 Martlarda bu şehrin belediye başkanını yuhalatmanın taşlarını örmekte ve bu şiddette destek atmakta parmağınız yok mu? . Çanakkale "bu tür olaylarla ülke kamuoyunun gündemine geliyor" takiyyesinin altında işte bu gerçekler yatmıyor mu? Asıl taciz budur ve bunun karşılığını da Çanakkale kamuoyu referandumda vermiştir. 

Tülay Hanım, siz bir siyaset insanısınız. O gün mecliste bilerek ve kasıtlı olarak partimizin iç meselelerini gündeme getirdiniz. Başkanımız tarafından sayısını hatırlamadığım kadar, son derece nazik ve ricayla bu konuya devam etmemeniz uyarısının yapıldığının tanığıyım. Her zamanki üslubunuzla devam ettirdiniz ve mikrofonun sesi kapatıldı. Arkadan ayağı kalkmalar ve sizin sıralarınızdan gelen bağrışmalar devam etti. Ben bir kadın olarak size yönelmiş olumsuz bir davranış algısına tanık olmadım. Kadınım duygu sömürüsü size hiç yakışmadı. Olayın yaşandığı günün sabahı şehrin her yerine "şiddete uğradım" afişlerini sindiremedik. Hemen toplattırarak sizi, yanlış bir etiketlemeden biz koruduk. Tülay Hanım, mecliste naklen uyguladığınız bir kaç şiddet türünü hatırlatmak isterim. Çanakkale Belediyesi'nde işe başlamış; eğitimiyle, spor ve sanattaki başarılarıyla kendini ispatlamış, pırıl pırıl bir genç kızı meclis gündemine taşıyarak nefret suçu işlediniz. Ötekileştirdiniz, annesinin partisine işaret ederek adeta sosyal linçe ön ayak oldunuz. Sayenizde o gencecik kız sosyal medyada günlerce linç edildi. Şöyle bir geri dönün bakın ve kendinize acıyın. Belediye başkanımızın eşi hanımefendiye iftira eden de sizdiniz. 

Son mecliste yaptığınız şovu Çanakkale Halkı'na anlatamayınca 15 gün sonra birden aklınıza gelivermiş:  "ben iç meselelerinize değil, belediye araçlarının ve belediye çalışanlarının parti içi seçimlerde kullanılıp kullanılmadığını soracaktım diye." Bahsini ettiğiniz konu ile ilgili  siyasi başkan yardımcısı olarak  basın açıklaması yaptım. Bunu bildiğinizi biliyorum. Siyasi bir malzeme çıkarabilir miyim diye durup durup gazetelerde, mecliste bize pilav yapacaksınız. Anlaşıldı. Ama buradan size ekmek çıkmaz. 
Tekrar beyan ediyorum, parti içi seçim mahallinde hiç bir belediye aracı veya imkanı kullanılmamıştır. Hiçbir personel oraya görevli olarak gitmemiştir. Yasaların imkan verdiği şekliyle taşeron çalışanlarımızdan partili olanlar gelip oy kullanmıştır. Zaten seçimler hafta sonu yapılmıştır. Çalışanlarımız da istediği yerde bulunabilme hakkına sahiptir. Söz konusu devlet memurları ise hiçbiri asla ve asla seçim kampanyasına karışmamış ve herhangi bir siyasi propaganda içerisinde yer almamıştır.  Asıl siz AKP etkinliklerinde katılım çok görünsün diye devlet memurlarından yoklama alıp almadığınızı bize anlatın. 
Kadın duyarlılığı, kadın hakları, kadına şiddet, kadınların medeni hakları, kadınların istihdama katılması, cinsiyet eşitliği bizim en önemli değerlerimiz arasındadır. Bunu bize anlatacak veya sorgulayacak en son kişi sizlersiniz. Keşke sizi de bu konularda aramızda görebilsek Tülay Hanım. Kamuoyunda taciz yasası olarak bilinen tasarı geçmesin diye biz sokaklardaydık ama sizi ne gördük ne de bir sözünüzü işittik. Ensar'da taciz edilen çocuklara ilişkin bir kelamınızı duymadık. Müftülük yasası geçti, bir kadın avukat olarak siz ne düşünüyorsunuz? 
Neredeyse 300 gündür açlık orucuna yatmış, bir deri bir kemik kalmış Nuriye için ne düşünüyorsunuz, mesela. Tülay Hanım, "Bir kereden bir şey olmaz" diyen bakanımıza bırakın kınamayı serzenişte bile bulunmadınız. 
4 belediye başkan yardımcısından üçünü, tüm müdürlüklerin yarısının kadın olmasını sağlayan belediye başkanımız, şehrin tüm ihmal edilmiş guruplarına hizmetlerini öncelikleyen bir belediye başkanıdır. Her seferinde oylarını artırarak yeniden seçilen Ülgür Gökhan'ı şiddet yanlısı göstermek tıpkı "pilav" gibi su kaldırmayacak, göreceksiniz. Hiç bir kuşku duymadan ve en ufak bir tereddüt hissetmeden Çanakkale'nin özgür yaşayan kadınları olarak, başkanımızın yanındayız. Her mecliste Çanakkale halkını yanıltmaya, bilgi kirliliği yaratmaya çalıştığınızı tüm Çanakkale halkı biliyor.  Cumhurbaşkanımızı da yanıltmaya çalıştınız, başaramayacaksınız."
Mehmet Güler